TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Feyzullah Korkut, 1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ve tüm zeytinlikleri maden sahası haline getirerek yok olma tehlikesiyle yüz yüze bırakan yönetmelik değişikliğine ilişkin yaptığı açıklamada zeytinlikleri maden şirketlerinin yağmasına açan yönetmeliği tanımıyoruz, dedi.
Yayınlanan yönetmelik değişikliği ile “ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda … sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir” hükmü getirildiğini söyleyen Korkut; Anayasa’nın 44, 45 ve 166. maddelerinin tarımın, üreticinin ve tarımsal üretim alanlarının korunmasını anayasal güvence altına aldığına dikkat çekti.
ZEYTİNLİK ALANLARI YASA İLE KORUMA ALTINDA
Devlete bu koruma için sorumluluk yüklediğine de vurgu yaparak bununla paralel olarak farklı tarihlerde çıkartılan çok sayıda yasa ile tarım alanları ve özellikle zeytinliklerin korum altına alındığını belirten Korkut şöyle konuştu:
“1939 tarihli “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun” ile zeytinliklerin korunmasını ve geliştirilmesi düzenlenirken, 2005 tarihli 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” ile de toprağın korunması, geliştirilmesi, tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımını düzenlemektedir.”
ZEYTİNLİKLERİN YAĞMALANMASINA KILIF HAZIRLANIYOR
1 Mart 2022 tarihli yönetmelik değişikliğinin açık biçimde adı geçen anayasa ve yasa maddelerine aykırı olduğunu belirten Korkut, bu yasadışı düzenleme ile yakın zamanda keşif yapılacak Akbelen başta olmak üzere ülkenin farklı yerlerindeki zeytinliklerin yağmalanmasına kılıf hazırlandığını söyledi. Korkut konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bizler madencilik göz boyaması ve kandırmacasıyla aç gözlü şirketlerin zeytinliklerimizi, ormanlarımızı, tarlalarımızı, köylerimizi, insanlarımızı yuttuğu, tükettiği bir ülke istemiyoruz. Bugün ülkemizde egemen olan madencilik anlayışı, madenin bulunduğu tüm arazinin harap edildiği, geride ise tümüyle verimsizleştirilmiş ve kirletilmiş bir toprağın bırakıldığı bir anlayışla sürdürülmektedir. Bu anlayış, sadece madenciliği değil, yaşamı da sürdürülemez hale getirmektedir. Bu madencilik anlayışı, bir üretim faaliyeti değil, bir sömürü faaliyetidir. Madenleri olduğu gibi, doğayı ve halkı da sömürmektedir.
TMMOB, Anayasa ve ilgili koruyucu yasalar gereği anılan Yönetmeliğin iptali için yargıya başvuracak, yönetmelik değişikliği ile verilecek yeni izinleri de ayrıca yargıya taşıyacaktır.