DOLAR35,5193% 0.09
EURO36,6211% 0.05
STERLIN43,3652% 0.04
FRANG38,9381% 0.12
ALTIN3.055,26% 0,06
BITCOIN96.981,311.936

‘ADANA DERBİSİ’ DEMİRSPOR’UN-İsmet R.Selçuk yazdı

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi :
‘ADANA DERBİSİ’ DEMİRSPOR’UN-İsmet R.Selçuk yazdı

 

ismetramazanselcukİsmet Ramazan Selçuk <ismetselcuk01@hotmail.com>

Derbide “futbolun” dışında olması gereken neyse, o vardı. Tribünleri dolduran Mavi-Lacivertli taraftar takımını biran olsun yalnız bırakmadı. Turuncu-Beyazlı ekibin taraftarı da kendilerine ayrılan yeri doldurdu ve gücü oranında destek verdi.

Göze hoş gelen futbol yoktu. Pozisyon üretkenliği zayıftı.
handikap giriş
Bu nedenle tadı-tuzu olmayan bir maç ortaya çıktı.

Evet, derbiyi Demirspor kazandı.

Karşılaşma sonunda Mavi-Lacivertliler sevindi, Turunu-Beyazlı taraftarlar üzüldü.

Aslına bakarsanız derbinin özeti buydu.

***

Nedense;

Stadın çevresindeki tablacılardan maç günü kebap yemek galiba alışkanlık haline geldi.

Otogarlardaki “yolcu işi” satılan gıda ürünlerine benzese de, insan yine de kendini tablanın önünde buluyor. Et nizami gramda değil. Salata desen, soğan ve maydanozdan ibaret. Ayran veya şalgamın “su ayarı” kaçmış. Özellikle de ne kadar hijyenik belli değil.

Şartlar ne olursa olsun, tablacıya gidiyorsun kebabı mideye indiriyorsun. Esasında kebap mı, yoksa kazık mı yiyorsun, işte o tartışılır.

Bunda satanın suçu yok. Arz-talep meselesi.

Zira;

Seni kimse zorlamıyor. Kafana silah da dayamıyor. Sen almazsan, onlar da böyle ürün satamaz.

Şartları biliyorsun, kendi isteğinle yiyorsun.

***

Yine son derbi öncesi kendimi tablacı önünde buldum. Hangi koşullarda hazırlandığını bile bile kendi isteğimle “dürümü” götürdüm. Ama, Mavi-Lacivertli formalılar ile Turuncu-Beyazlı formalıların maçtan bir saat önce birbirlerine “başarı” dilediğini görünce şaşırdım, bir o kadar da sevindim ve yediğim “kazığı” unuttum.

***

Malumunuz;

  1. Adana Film Festivali derbi maçı akşamı start aldı. Her ne kadar değiştirilen ismi çoğunluktaki Adanalılar gibi bende içime sindiremesem de başarılı geçmesini diliyorum. Şunu açık yüreklilikle belirtmeliyim, benim için halen uluslararası etkinliğin adı Altın Koza Film Festivali’dir.

Adana için “marka” değeri olan Altın Koza adının değiştirilmesini anlayabilmiş değilim.

Neyse biz konumuza dönelim.

Rastlantı bu ya. Demirspor’un golü bulmasından kısa bir süre sonra festivalin düzenlendiği Merkez Park festival kasabasından havai fişekler atıldı. 5 Ocak Stadı’ndan çok rahatlıkla izlenebilen bu görsel şov, sanki Demirspor’un galibiyetinin şerefine idi.

***

Bu arada tribünleri dolduran Demirsporlular’a parantez açmadan geçmek haksızlık olur.

Yayıncı kuruluşun spikeri ve yorumcusunu da şaşkına çeviren Mavi-Lacivertliler yine izleyenlere kendilerini hayran bıraktılar. Yorumcu ve spikerin “Tribünler maçı anlatmamıza engel oluyorlar. Saha içini söyleyemeyeceğim ama tribün yüzde 100 oynuyor. Maçı izlemiyorlar, yaşıyorlar” demesi meseleyi özetliyordu.

***

Bu yazıyı okuyanlar “karşılaşmayı mı yorumluyorsun, yoksa hikaye mi anlatıyorsun?” diyebilirler.

Belki de, haklılar. Ama bana göre “Adana Derbisi”ndeki futbolla ilgili kaleme alınacak pek de bir şey yok.

Yazımın girişinde ifade ettiğim gibi, bu karşılaşmada “iyi oyun” değil, “skor” vardı. Zaten benim tarzım; “Takımlar hangi düzende oynamış? 2’inci, bölge ile 3’üncü bölge arasındaki kopukluklar neden olmuş? Kemal Hoca veya Giray Hoca ilk 11 tercihlerinde hangi yanlışı yapmış? Demirspor 4-4-2 oynasa, Adanaspor 3-5-2 düzeniyle sahaya çıksa sonuç farklı olurdu” değil.

Anlatmak istediğim şu;

Son yılların en kalitesiz derbisini izledik.

Söylediğim gibi derbiyi Demirspor kazandı.

Adananasporlular üzüldü, Demirsporlular sevindi.

Bilgisayarımın klavyesinden de bu satırlar döküldü.

 

YORUM YAP