SN. ERDOĞAN SAMİMİYETİNİZİ TEST EDİYORUM…
BU DİYANET HANGİ ÜLKENİN DİYANETİDİR?
HEM YERLİ HEMDE MİLLİ DEĞİLDİR…
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI KAPATILMALIDIR…
“CUMA HUTBESİ” konusunu Belediye Meclis üyeliğim dönemimde, Adana Büyükşehir Belediye Meclisinde de dile getirmiş ve sormuştum; siz hangi ülkenin DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SINIZ? Daha ileriki zamanlarda aynı konuları, bu sütunlerden dile getirmiş ve aynı soruları sormuştum.
Ulusal tarihimizin çok önemli günleri yıllardır ve özellikle AKP İKTİDARLARI
döneminde Diyanetin gündemine girmemektedir.
Sn. Erdoğan, ATATÜRK’ün 79. Ölüm yıldönümünde, O’nun önünde saygı duruşunda bulunup ve övgüler sıralarken, aynı güne denk gelen Cuma Hutbesinde bir cümle dahi olsa ATATÜRK’ten bahsedilmemesini ve rahmetle anılmamasını nasıl izah edeceksiniz?
İşte 10 KASIM 2017 TARİHLİ HUTBE ve konusu: “ÖRNEK İNSAN: MÜMİN”.
NEYZEN TEVFİK “BE HEY DÜRZÜ” adlı şiirinin bir bölümünde şöyle sesleniyor:
“Esir iken mümkün müdür ibadet..?
Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et
Senin gibi dürzülerin yüzünden..
Dininden de soğuyacak bu millet.
İşgaldaki hali sakın unutma..
Atatürk’e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan gene çıkardın amma…
Baban kimdi bilemezdin Şerefsiz..”
Ey nankör gafiller sizler Sevrcilerin torunları mısınız?
Sizler O’nun İzmir’de denize döktüğü Yunan askerleri misiniz?
Yoksa MUSTAFA KEMAL’in Anadolu topraklarına gömdüğü emperyalistlerin son kalıntıları mısınız?
Susmadıysa ezanlar, inmediyse bayraklar; o bir avuç kahramanların sayesindedir.
Dünde Mustafa Kemal ve arkadaşlarına, din kisvesi altında idam
fetvası veren İşbirlikçiler vardı. Ancak Mustafa Kemal’in yanında yer alan Sütçü İmam Ali’lerde vardı:”Her kim ki Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliye aleyhine fetva verip düşmanlık yapar,bilin ki onların damarlarında kâfir kanı akar…”
Kendi tarihinden uzaklaşmış ve görmemezlikten gelen DİYANET milli ve yerli olabilir mi?
Burdan haykırarak soruyorum siz hangi ülkenin DİYANET’i siniz?
Diyanet yurttaşlarımıza dinini doğru öğretmek için bizzat ATATÜRK’ün emriyle kurulmuştu.
Bu yapısıyla Diyanet İşleri laik demokratik Türkiye Cumhuriyetine ve yurttaşlarımıza hizmet veremez. Islah edilmesi de artık olanaksızdır.
Diyanet kapatılmalıdır!..
Diyanet yeni bir yapılanma ile ulusumuzun her türden inanç yaklaşımına hizmet verebilecek bir kurum halinde örgütlenmelidir.
Dernek ve vakıflar kontrolsüz şekilde cami ve Kur’an kursu inşa ediyor.
Hurafe ve batıl inanışlar yaygınlaşıyor. İnsana ve evrene dair yeni bilgiler ortaya çıkıyor.
Din, terör ve şiddet içeren yapılanmalarla ilişkilendiriliyor.
Her yıl devlet bütçesinden aslan payını alan Diyanet İşleri Başkanlığı yaşanan bu olumsuzluklar karşısında ne yapıyor?
Cami sayısı artıyor; ahlak çöküyor, rüşvet ve talan yaygınlaşıyor, devlet soyuluyor.
Ve… Tüm bu ahlaksızlıklara göz yuman yeni bir din yaratılıyor.
Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk’ün bir tespiti vardı:” Hz Peygamber’in elbisesini, sakalını din yaptık. Ama ahlakını din yapamadık. Hz Peygamber, kamu malını talan edenlerin cenazelerine gitmezdi.”
İslam dinine en büyük zararı; dinci geçinen, din üzerinden siyaset ve ticaret yapanlar vermektedir.
Sn.Erdoğan, ATATÜRK’ün aydınlık yolu bütün karanlıkları aydınlatmaya yeter. Birden bire O’nu sahiplenmeniz elbette bizlerde kuşkulara neden olmuştur.
İşte size bir fırsat; MİLLİ ve YERLİ olmayan DİYANET’e gerekli neşteri atabilecek misiniz.
AKP’nin reklam,tanıtım ve destek birimine dönüştürülen; DİYANET’in bu haliyle devam etmesine göz mü yumacaksınız?
Sonuç olarak…
Çıplak ayaklarıyla okula giden, karınları doymayan çocukların bulunduğu ülkemizde; zırhlı makam araçlarına binip,lüks müftülük binalarında ahkam kesenler, DİYANET’i tüketmişlerdir…
Zaten bunlara din adamı sıfatıda yakışmamaktadır…
NOT: Sn. Erdoğan, TBMM Başkanlığına yeniden İsmail Kahraman’ı göstererek bir kez daha gerçek niyetinizi gösterdiniz. Yine görüldüki hedefe ulaşmak için, size her yol mübah…
BEKİR SITKI ÖZER – 14.11.2017 / ADANA