Ne demek istedi an ve ne demek istedi zaman?
Kolay anlamaz belki insan.
Ben anladım…
Günler önceden başladı sevgili insanlarımda telaş…
Akışa bıraktım…
Kaçmazmış insan hangi yaşta, hangi zamanda olursa olsun hiçbir güzellikten.
En sevdiğin aş.
En sevdiğin koku.
En sevdiğin renkler.
Taptaze pandispanyalı, pişmiş kremalı, muzlu ve çilekli (üstelik üzerinde “iyiki doğdunuz kele.” yazılı) bir pasta.
Soğutulmuş bir şişe pembe şarap.
Deniz, dalga, muhabbet,
Sımsıcak yüreklerle hazırlanmış bir pazar programı.
Kaç yaşındayım, hangi zamandayım bilemedim.
Bildiğim en güzel şey kimlerleyim…
Kitabın kaçıncı sayfasındaysa kapatırken ayracı o sayfanın arasına koyar insan.
Yanlış yer ya başa dönderir,
Okumak gerekli midir? Tartışılır…
Yanlış yer sayfa atlatır.
Atlanan sayfalar birçok şeyi kaybettirir.
Okumak ne kazandırır? Bilinmez….
Fonda, Sezen’ den bir şarkı…
Bazen daha fazladır herşey.
” Bi eşikten atlar insan.
Yüzüne bakmak istemez
yaşamın.
O kadar azalmıştır anlam.
O zaman hemen git radyoyu aç.
Bi şarkı tut…
Ya da bi kitap oku mutlaka.
İyi geliyor.
Ya da balkona çık bağır,
bağırabildiğin kadar
Zehir dışarı akmadan yürek
yıkanmıyor.”
İşte şu an,
Hayat ne verdiyse “eyvallah!..” diyorum ve daha fazlasını istiyorum bu hayattan.
Ne gamsızım, ne sorumsuz.
Gözlerim kapalı dans ederek şarkıya eşlik ediyor düşlüyor ve hayatın tüm güzelliklerini bekliyorum.
Kara bahtlarda, pembe hayatlar yaratmak acı içerir bu yaşamda.
Bal eyleyen zehri kaç insan varsa yolunuzun üstünde gözünüzün önünde yargılamayın, sevin, sarın, yanlız bırakmayın, tebrik edin, üzmeyin.
Kimsenin af borcu yok kimseye.
Vicdan, kahır yaratır çoğu zaman.
Maalesef ki;
Sonunda hicran der hayat.
Kaçıncı perde deme.
Son perdeye kadar dene.
Olgunluk dayansada kapıya, biliyorum ki pes etmeden, hayata güzel bakan, zamanı tadında dolu dolu yaşayan kazanır bu hayatta.
Teşekkürler ediyorum hayatımı rengarenk bir karnaval haline getiren güzel insanlarıma.
Sağlıklı mutlu ve bol kazançlı bir hafta olsun….
Saygılarımla.
Mümtaz YURDAER
29.07.2024