DOLAR35,2068% 0.3
EURO36,7672% 0.92
STERLIN44,3202% 0.7
FRANG39,4341% 0.87
ALTIN2.968,40% 1,31
BITCOIN95.309,18-2.255

ŞİDDETE UĞRAYAN GENÇ BİR KADININ YALNIZLIĞI-ÖZKAN SAÇKAN RÖPORTAJI

Yayınlanma Tarihi :
ŞİDDETE UĞRAYAN GENÇ BİR KADININ YALNIZLIĞI-ÖZKAN SAÇKAN RÖPORTAJI

Bahar Gerçek Doğru kimdir?

ANKARA Koleji ve Hacettepe Üniversitesi İngilizce Mütercim Tercümanlık Bölümü’nden mezun oldu. Main Üniversitesi’nde işletme alanında master yaptı. Öyküleri çeşitli mecralar tarafından ödüllendirildi, kitap seçkilerinde yer aldı. Kitap çevirileri yaptı. Uzun yıllar İndigo Dergisi’nde yazdı. Bir dönem Avrupa Birliği’nin Yenilenebilir Enerji Fonu’nda çalıştı. Yaklaşık 10 yıl önce Abu Dabi’ye yerleşti. Halen orada yaşıyor…

 

YAZAR Bahar Gerçek Doğru’nun 2018 yılında yayınlanan ‘Zamansız’ adlı Fantastik kurgu türündeki ilk romanının ardından ikinci kitabı ‘Gündedün’, okurları ile buluştu.

Birbirinden çok farklı insanların hayata tutunma çabalarını, özlemlerini ve umut arayışlarını anlatan 12 öyküyü bir araya getiren kitap Tara Kitap’tan çıktı. 

 ‘Nostalji’ anlamına gelen ‘Gündedün’ de yer alan hikâyeler, birbirinden çok farklı insanların hayata tutunma çabalarını, geçmişe duydukları özlemi, yaşama dair umut ve anlam arayışlarını yansıtıyor.

 

KİTABIN KÜNYESİ
Sayfa Sayısı: 104
Baskı Yılı: 2024
Yayınevi: Tara Kitap

 

SIRADAN HAYATLAR

Akıcı dili ve samimi üslubuyla kaleme aldığı öykülerinde sıradan hayatlara odaklanan yazarın öykülerinde, yolu bazen İstanbul’da bir gecekonduya, bazen Japonya’da sakura zamanına düşüyor. Kahramanlarım, unutmakla hatırlamak arasındaki boşluğa hayatlarından sızanları samimiyet, hüzün ve coşkuyla akıtıyor. Kitabın çekirdeğinde sıradan hayatların özgün katmanları, görmemek için kafamızı çevirdiklerimiz ve üzerine yazmasam eksik kalacağımı düşündüklerim var.

 

Kitapta 12 kısa hikâye var. Anlatır mısınız biraz eserinizi, nasıl bir kitap oldu?

 

– Hümanist bir izleğe sahip öykülerimde birbirinden çok farklı insanların kendi bildikleri yoldan hayata tutunmalarını ve var olma dirençlerini mesele edindim. Hepimiz bir nevi ardımızda sürüklediğimiz hikâyelerimizle bugünü yaşayıp tamamlanmaya çalışıyoruz.      

 

‘KİTABIMI YAZMAM 2 YIL SÜRDÜ’ 

 

‘Zamansız’ adlı ilk kitabınız 2018 yılında çıkmıştı. İkinci kitap 6 yıl sonra geldi. Neden bu kadar ara verdiniz?

 

– İlk kitabım fantastik bir kurgu romandı. Öyküde kendime alan yaratmak ve sözümü biriktirmek zaman aldı. İkinci kitabımı yayına hazırlamak tam iki sene sürdü.  

 

Kitaptaki hikâyelerde öne çıkan duygu ‘yalnızlık’. Neden bu hisse odaklandınız?

 

– Zor zamanlardan geçiyoruz. Her şeyin çok hızlı tüketildiği, derinlere inmek için fazla sabrımızın ve gücümüzün kalmadığı bir dünyada şiddete uğrayan bir genç kadının, işsiz bir gencin ya da tek başına yaşlanan birinin yalnızlığını görmemek olmazdı. 

 

Mektup yazmak günümüzde artık mazide kalmış bir alışkanlık. Siz hâlâ sürdürüyor musunuz?

 

– İlk gençlik yıllarımda adıma gelen mektupların zarflarını açarken dünyanın en mutlu insanı olurdum. Mektup kendine has ve sihirli bir iletişim biçimidir, çünkü yazanın kendisinden başlar ve alıcısına vardığında sözcüklerin beraberinde samimiyeti, nezaketi ve özeni aktarır. Hâlâ mektuplaşabildiğim insanlar var hayatımda. Annemle babamın birbirine yazdığı mektuplar hâlâ durur.  

 

 ‘YAZMAK EN ŞAHANE YOLCULUK’

 

Kitabın son öyküsü, emekli bir bürokratın kaleminden Mario Levi’ye yazılmış bir mektup. Yazarın hayatınızdaki yerinden bahseder misiniz?  

 

– Abu Dabi’den onun yazarlık atölyesine katılmamla uzaktan da olsa tanışıklığımız başladı. Beni en çok etkileyen muazzam birikiminin yanı sıra derinliği ve nezaketiyle insanın yazma sevincini yeşertmesiydi. Mektup şeklinde öykü yazma konusunda kararsız kaldığımı görünce beni desteklemişti. Gizemli bir okurun ağzından kendisine yazdığım mektubu kitabımın içinde görmesini çok arzu etmiştim. Olmadı… Kitap yayına hazırlanırken sevgili Mario Hoca’mı rüyamda gördüm. Öykü kahramanlarımın elini sıkıyor ve gülümsüyordu. Mektubumun adresine ulaştığını hissediyorum.      

  

Yazma yolculuğunuzdan da biraz bahseder misiniz? Nasıl başladı edebiyata merakınız?

– Rafları kitaplarla dolu bir evde büyüdüm. Küçük yaşlarda boyumu aşan klasikleri okuduğumu hatırlıyorum. 15 yaşındayken kendime bir defter edinmiştim ve yazmaya harika olduğunu zannettiğim ilk şiirlerimi karalayarak başladım! Yazmak insanın kendine çıktığı en şahane yolculuk. 

 

Siz en çok kimleri okur, hangi yazarları beğenirsiniz? Kaleminizi etkileyen isimler var mı?

– Sait Faik, A. Hamdi Tanpınar, Mario Levi, Füruzan, Latife Tekin, Tezer Özlü, Sevgi Soysal, Buket Uzuner, Virginia Wollf, James Joyce, Marguerite Yourcenar, Ursula K.Le Guin, Kazuo Ishiguro gibi…

 

 ‘3 KİTAP İÇİN KENDİME SÖZ  VERDİM’

 

Duygusal içerikli hikâyeler yazıyorsunuz. Başka türlere merakınız var mı?

 

– İlk kitabımda zamanda sıçrama yaşayan bir kadının üç farklı ülke ve dönemde yaşadıklarını iç içe geçen bir kurguyla yazmıştım. Fantastik kurgu ve büyülü gerçeklik her zaman bana göz kırpıyor. 

 

Yeni bir kitap çalışması var mı gündeminizde?  

 

– Öykü yazmaya devam ediyorum. Gönlümde farklı kurguda bir novella da yazmak var. Mario Levi’nin dediği gibi; “Kimi duyguların anlatımı aceleye hiç gelemiyordu”… Hazır olduğumda üçüncü kitabım için okurlarımı fazla bekletmemiş olmayı umuyorum. Bu da benim kendime verdiğim bir söz olsun.      

 

YORUM YAP