Giderek ret edilmeye çalışılan kurtuluş savaşı ve onun komutanı Mustafa Kemal’in kurmay zekâsı ve analitik düşünme becerisi sonucu ülkenin işgalcilerden kurtarılması mazlum milletlerde örnek olmuştur. Dünyanın geçmiş tarihini, emperyalizmin sömürgeci amacını bilmeden anlamadan kurtuluş ve bağımsızlık savaş(lar)ı anlaşılamaz. As olan başkasının toprağını işgal etmek değil, kendi toprağını işgalcilerden kurtararak özgürleştirmektir. ‘Yurtta Barış Dünyada Barış’ sözü tamda bu arifede önem kazanıyor. Barış içinde bir arada yaşamak varken başkasını kendi egemenliğine almak medeni bir insan yakışmaz. Savaşları değil barışı savunmak gerekir. 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildikten sonra Mustafa Kemal ve silah arkadaşları tüm dünyada barıştan yana bir tavır sergilediklerini savaş sonrası uygulamaları ile gösterdiler. Toplum kurtuluş savaşında canı ile çok ciddi bedel ödedi ancak barış fikrini de içtenlikle benimsedi.
Ne yazık ki kurtuluş savaşı sonrası toplumun benimsediği bağımsızlık özlemi zaman içinde gelecek nesillere çok da anlatılamadı. Çoğumuz törenlerin coşkusuna kapıldık ancak bütünlüklü bir tarih okuması yapılmadı. Toplum o dönemde tarihi yaşayarak anladı. Bugünün kuşakları maalesef okumadıkları için çok sığ bilginin ötesine geçemediler.
Bulunduğumuz coğrafyanın jeopolitiği barış içinde yaşamamız gerektiğini gerektiriyor. Her tarafımızda savaşlar yaşanıyor. Zorunlu olmadıkça “savaş cinayettir” diyen Gazinin bu ifadesi bugün çevremizdeki ülkelerde kan ve gözyaşı ile devem etmektedir. Çevre ülkelerde yaşanan savaş ve iç huzursuzluklar sonucu ülkemize sığınan milyonlarca insanın zorun talepleri ve yaratıkları sosyal etkiler ülkede otokton (yerel halk) olan insanları rahatsız etmeye başlamıştır. Bazı bölgelerde göçmenlerin yaratığı nüfus baskısı ortamı yaşanamaz hale getirdiği konusunda ülkede politik tartışmalara neden olmaktadır.
Bütün yaşanan tarih olay ve olgular kendi bağımsızlık savaşını kendi toprağında vermenin önemi bir kez daha anlamlı oluğu gerçeği ile zafer bayramının bütünlüklü analizi gerektiriyor. Çevremizdeki savaşlar ve gelişmeler çok ciddi dönüşümlere ve sonuçlara yola açacağı görülüyor. Sorun büyük. Büyük işleri ancak büyük düşünen akıllar ile yapılır. Tarih, coğrafya, fen bilmeden büyük sorunlar çözülmez.
Tabii önce özgür olmak gerekir. Özgürlüğü elinden almak isteyenlerde müsaade etmemek gerekir. Özgürleşmeyen hiçbir bire, toplum ve devletin geleceği olmaz. Mustafa Kemali “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” ifadesi ne denli önemli.
Özgür olma, barıştan yana olma ve başkasının yaşam hakkını savunan erdemli insan anlayışı sahibi inşalar ile dünya daha yaşanır bir dünya olacaktır. Bu düşünceyle 30 Ağustosu salt bir zafer günü olarak kutlamanın ötesinden bağımsızlığın önemini bilmek ve onun değerini sürekli korumak ve gelecek kuşaklarda aktarmak gerekir. Yeniden 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun.